Manifesto

Yaşatmalıydık denizkızlarını. Düşlerimizin en güzel süsü olarak kalmalıydılar. Oysa yok ettik onları. Hatırlamayarak artık, isimlerini anmayarak ve en önemlisi bir gün Ege’nin maviliklerinden çıkıp geleceklerine olan inancımızı yitirerek yok ettik onları. Artık eskisi kadar zengin değil düşlerimiz. Yeni masallar bulduk elbette ama hiçbiri bir denizkızı kadar güzel, bir denizkızı kadar düş dolu değil. Keşke yaşatsaydık denizkızlarını.

Kuklalar da denizkızları gibidir. Ancak inanırsak gerçek olduklarına, anarsak isimlerini ve sevgiyle bağlanırsak onlara var olabilirler. Yaşamın kendisi kadar gerçektir kuklalar ve bir o kadar hayal. İhtiyacımız var kuklalara; yaşamı zenginleştirmek için ihtiyacımız var, düşlerimizi süslemek için ihtiyacımız var, çocuklarımız sevgiyle, barışla büyüsünler diye ihtiyacımız var. Bu yüzden yaşatıyoruz kuklaları İzmir’de.

Bundan böyle kuklalar denizkızlarını çağrıştırsın, denizkızları kuklaları. Birlikte anılsınlar bundan böyle, hiç değilse İzmir’de, denizkızlarının doğduğu yerde.

Kim bilir, belki de yaşıyordur denizkızları, kuklalarla birlikte İzmir’de.